Aralık 4, 2024

VESAYET İŞLEMLERİ ve VASİLİK SÜRECİ

Vesayet Nedir?
Vesayet, kişilerin devlet tarafından korunmasını, iş ve işlemlerinin denetim altında olmak
koşuluyla tayin edilen organlarca yapılmasını sağlayan hukuki bir müessesedir. Vesayet altına
alınmayı gerektiren nedenler Kanun’da şöyle sıralanmıştır:

  • 18 yaşından küçük olup, velayet altında olmamak,
  • Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı,
  • Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya
    malvarlığını kötü yönetme,
  • Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olma,
  • Yaşlılık, engellilik, deneyimsizlik veya ağır hastalık hali (Kısıtlanacak kişinin
    isteği üzerine)
vesaet ve vasilik
vesaet ve vasilik

Vesayet makamı ve denetim makamı nedir?
Vesayet makamı sulh hukuk mahkemesi, denetim makamı ise asliye hukuk mahkemesidir.

Vasi kime denir?
Kanun’da vasinin görevleri ve yükümlülükleri belirtilmişse de tanımı yapılmamıştır. Ancak
Kanun’dan hareketle vasinin, vesayet makamı tarafından belirli bir süre için tayin edilen,
kanunun çizdiği sınırlar ile vesayet makamının talimatlarına uygun olarak vesayet altındaki
küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî
işlemlerde onu temsil etmekle yükümlü olan kişi olduğu söylenebilir.

Vasi tayin edilirken öncelikle kimler tercih edilir?
Kanun’un 414’üncü maddesi uyarınca vesayet altına alınacak kişinin eşi veya yakın
hısımlarından biri vasilik koşullarına sahip olmaları kaydıyla bu göreve öncelikle atanır.


Kanun’un 415’inci maddesinde ise haklı sebepler engel olmadıkça vasiliğe, vesayet altına
alınacak kişinin ya da ana veya babasının gösterdiği kimselerin atanacağı düzenlenmiş; ilgili
madde uyarınca öncelikle ailece bilinen veya tanınan kişilerin, eğer bu şekilde yapılan
araştırmada kimse bulunamazsa başka kişilerin vasi tayin edilmesine ilişkin bir yapı tercih
edilmiştir.

Vasi tayin edilecek kişinin yerleşim yerinin vesayet altına alınan kişinin yerleşim
yeri ile yakınlığı, vasi ile vesayet altına alınan arasındaki güven ilişkisi, empati yapabilme ve
aralarında menfaat çatışmasının olmaması (örneğin vasi tayin edilecek kişiyle vesayet altına
alınacak kişinin ihtilaflı bir borç ilişkisinin bulunmaması) gibi kriterler ile Kanun’da sayılan
başkaca engellerin bulunmaması vasi tayininde göz önünde bulundurulur.

Kişinin boşandığı eşi vasi olabilir mi?

Bu durumu, evlilik birliğinin devamı sırasında vasi tayin edilen eşin boşanma sonrasındaki durumunun ne olacağı ve vasi tayini kararından önce boşanmış eşin vasi tayin edilip edilmeyeceği bakımından değerlendirmek gerekir.

Kanun, vasilikten azil sebepleri arasında boşanmayı saymamıştır. Ancak boşanma davası açıldığı anda, menfaat çatışması nedeniyle boşanma davasında vesayet altındaki kişiyi temsil etmek üzere kayyım tayin edilecektir. Ayrıca taraflar arasındaki boşanma davası nedeniyle, menfaat çatışması olasılığı dikkate alınarak vesayet makamı tarafından yeni bir vasi atanması gerekecektir.

Vasi tayin edilmesi sırasında, önceden boşanmış/eski eşin vasi olmak istemesi halinde, herhangi bir menfaat çatışması bulunmuyorsa, eski eş vasi olarak tayin edilebilir. Ancak eski eşin vasi olarak tayin edilip edilmeyeceği kararı, hâkimin takdir yetkisi kapsamında olan bir karardır.

Vasi tayin edilen kurum çalışanı bu görevi kabul etmek zorunda mıdır?

Kanun’un 413’üncü maddesi uyarınca vasilik görevini yapabilecek yetenekte olan her ergin
vasi tayin edildiği takdirde ve vasiliğe engel nedenleri yoksa vasiliği kabul etmek zorundadır.


Kanunun 416’ncı maddesine göre de vesayet altına alınacak kimse ile aynı yerde oturanlar bu
görevi kabul etmek zorundadır. Kanun’un 418’inci maddesinde vasiliğe engel olan nedenler
sayılmıştır. Ancak, Kanun’da sayılan vasiliğe engel nedenlerin, vasi adayında olup olmadığını
mahkeme kendiliğinden araştırmaz. Bu nedenlerin varlığının, ilgililerce ileri sürülmeleri
gerekir.

Bir kişi en fazla kaç kişiye vasilik yapabilir?

Kanun’un bu konuda emredici bir hükmü bulunmamaktadır. Kanun’un 417’nci maddesinin üçüncü fıkrasında, dörtten çok çocuğun velisi olanların ve üzerinde vasilik görevi bulunanların vasiliği kabul etmeyebileceği düzenlenmiştir. Bu hüküm, nüfus kayıtları ve mahkeme ilamları ile dörtten fazla çocuğun velayetinin kişinin kendisine verildiğinin ispatlanması gerektiği anlamına gelmektedir.

Örneğin evlilik birliği devam eden vasinin beş çocuğunun bulunması halinde bu madde hükmü uygulanmaz. Hâkim kararıyla velayetin, vasi tayin edilen kişiye verilmesi halinde veya evlilik dışı doğmuş çocukların annelerinin doğal olarak velisi olması hallerinde bu hüküm uygulanabilir.

Kanun’un 417’nci maddesinin dördüncü fıkrasında, üzerinde vasilik görevi olanların da vasilikten çekinebileceği düzenlenmiştir. Bu madde de emredici bir hüküm olmadığından kişinin birden fazla vasilik görevi yürütmekte olması tek başına vasi tayinine engel teşkil etmemekte, vasi tayin edilen kişiye sadece itiraz hakkı tanımaktadır.

Vasi tayin edilenin, Kanun’un 422’nci maddesi kapsamında kararın kendisine tebliğinden itibaren 10 gün içinde karara itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Vesayet makamınca, mazeret / itiraz yerinde bulunursa vasilikten çekinme talebi kabul edilerek yeni vasi tayin edilir.

Aksi takdirde durum, denetim makamına bir raporla bildirilir. Denetim makamınca, dosya üzerinden inceleme yapılarak vesayet makamının kararı onanır veya vasilikten çekinme talebi kabul edilerek yeni bir vasi tayini istenir. Denetim makamının bu konuda verdiği karar kesindir.

Vinkmag ad

Read Previous

ÇOCUK GÖSTERMEME-TESLİM ETMEME SUÇU

Read Next

Bursa’da Lise Öğrencisine Cinsel Taciz

Most Popular