Cinsel saldırı suçunun şartları ve unsurları, belirli bir olayda cinsel saldırı suçunun meydana gelmiş olup olmadığını belirleyen unsurlardır. Her suç tipinde olduğu gibi, cinsel saldırı suçunda da yasal çerçevenin hukuki yorum yoluyla belirginleştirilmesi gerekir. Örneğin hangi davranış cinsel saldırıdır, bir fiilin cinsel tatmin amacıyla yapılıp yapılmadığının belirlenmesinde hangi kıstaslar esas alınır? Tüm bu sorular ve çok daha fazlasının cevabı, suçun unsurlarının bilinmesi ile cevaplanabilecektir.
a) Suç Fiili #
Cinsel saldırı suçunda suçu oluşturan fiil: 18 yaşından büyük olan bir bireyin vücuduna, onun rızası olmaksızın cinsel tatmin amacıyla temas edilmesidir. Suç fiili, failin bizzat kendi vücuduyla mağdura temas etmesi şeklinde gerçekleşebileceği gibi failin fiilen kontrolünde olan bir cismin mağdura temas ettirilmesi şeklinde de gerçekleşebilir. Önemli olan, failin kontrollü ve bilinçli hareketlerle mağdurun vücudundaki herhangi bir yer ile fiziksel temas kurmuş olmasıdır.
Nitelikli cinsel saldırı suçunun meydana gelmiş olduğunun kabul edilebilmesi için ise bu suçun, mağdurun vücuduna organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Fail tarafından mağdurun vücuduna vajinal, anal veya oral yollardan organ veya sair cisim sokulması durumunda suç fiili gerçekleşmiş olacak, diğer tüm unsurların da mevcudiyeti durumunda fail hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan hüküm kurulacaktır.
Suç fiilinin doğru tespiti cinsel saldırı suçunda cezayı ağırlaştıran sebeplerin belirlenmesi açısından da önem arz etmektedir. Cinsel saldırı fiilinin silahla işlenmesi veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumu, cezayı artıran sebepler arasında sayılmıştır, bu halde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır(TCK 102/3-d. bendi).
Aynı şekilde, cinsel saldırının gerçekleştirilebilmesi için cebir ve şiddete başvurulması nedeniyle kasten yaralama suçunun ağır neticelerinin gerçekleşmesi durumunda ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır(TCK 102/4. fıkrası). Kasten yaralama suçunun ağır neticelerinin gerçekleşmesi(neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu) halleri hakkında detaylı bilgi edinmek için, linke tıklayarak kasten yaralama suçuna ilişkin makalemizi inceleyebilirsiniz: Kasten Yaralama Suçu ve Nitelikli Halleri
b) Fail #
Cinsel saldırı suçunun faili bir erkek olabileceği gibi bir kadın ve hatta trans bir birey dahi olabilir. Sanılanın aksine cinsel saldırı suçu yalnızca erkek tarafından işlenebilen bir suç tipi değildir. Suçun tüm tipiklik şartlarının sağlanmış olması şartıyla bir kadının da cinsel saldırı suçunu işlemesi mümkündür.
Bununla birlikte failin kişiliği, cezayı ağırlaştıran özel nedenler bakımından önem arz edebilmektedir. Bir örnekle somutlaştırmamız gerekirse: TCK 102/3-b. bendi uyarınca kamu görevlisi veya mağdurla vesayet ya da hizmet ilişkisi olan bir failin, bunun sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle cinsel saldırı suçunu işlemesi, cezayı artıran özel bir sebep teşkil edecektir. Mesela bir hasta bakıcı veya bir polis memuru, bu hizmet ilişkisinin veya görevin kendisine verdiği nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle bir hastaya ya da gözaltında bulunan bir vatandaşa cinsel saldırıda bulunacak olursa, TCK 102/3-b. bendi uyarınca cinsel saldırı suçu nedeniyle verilecek olan ceza yarı oranında artırılacaktır. Aynı durum, TCK 102/3-c. ve 102/3-d. bentleri uyarınca cinsel saldırı suçu fiilinin mağdurun üçüncü derece dahil kan veya kayın hısmı olan ya da üvey babası, üvey annesi, üvey kardeşi, evlat edineni veya evlatlığı olan failler ile bu fiili birden fazla kişi ile birlikte işleyen failler için de geçerlidir.
Failin cezai ehliyetini etkileyen akıl hastalığı, akıl zayıflığı, yaş küçüklüğü veya madde etkisinde olma gibi durumlar her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulur. Bununla birlikte, cinsel saldırı suçunun basit haliyle sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı suçu hallerinin mağdurun eşi olan kişi tarafından işlenip işlenemeyeceğine dair çeşitli tartışmalar söz konusu olmaktadır. Bu tartışmalara makalemizin devamında kısaca değineceğiz.
c) Mağdur #
Cinsel saldırı suçunun mağduru 18 yaşını doldurmuş olan kadın, erkek fark etmeksizin insandır. Cinsel saldırı suçunun 18 yaşını doldurmamış olan mağdura karşı işlenmesi durumunda, Türk Ceza Kanunumuzun 102. maddede düzenlenmiş olan cinsel saldırı suçu değil, 103. maddede düzenlenmiş olan çocukların cinsel istismarı suçu meydana gelmiş olur. Hayvanlara karşı cinsel saldırı suçunun işlenmesi ise hukuken mümkün değildir, cinsel saldırı fiilinin bir hayvana karşı işlenmesi durumunda, diğer tüm şartların da mevcut olması durumunda mala zarar verme suçu oluşur.
Failin eşine karşı da cinsel saldırı suçunu işlemesi mümkündür, bu husus nitelikli cinsel saldırı suçu açısından herhangi bir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde kesindir(Bakınız TCK 102/2. fıkrasının 2. cümlesi); ancak basit cinsel saldırı suçu ile cinsel saldırının sarkıntılık düzeyinde kalması hallerinin eşe karşı işlenip işlenemeyeceği hususu son derece tartışmalıdır. Yargıtay uygulamasına göre basit cinsel saldırı suçu ve sarkıntılık suçunun eşe karşı işlenmesi mümkün değildir ve yalnızca nitelikli cinsel saldırı suçu eşe karşı işlenebilir. Ancak kanaatimizce kanunda belirtilmeyen bu durum, kanunda yer almayan bir hususun Yargıtay tarafından içtihat yoluyla getirilmesinden ibarettir.
Yine failin kişiliğinde olduğu gibi mağdurun kişiliği de cinsel saldırı suçunda verilecek olan cezanın belirlenmesi açısından etkin rol oynamaktadır. TCK 102/3-a. bendine göre cinsel saldırı suçunun mağdurunun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olması halinde faile verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. Dolayısıyla mağdurun fiziksel veya zihinsel engelli bir vatandaş olması durumu, cinsel saldırı suçu failinin alacağı cezayı artıran bir neden olarak düzenlenmiştir. Ayrıca TCK 102/3-c. bendi uyarınca mağdurun failin üçüncü derece dair kan hısmı olması, üvey evladı olması, evlatlığı olması ya da faili evlat edinen kişi olması durumunda da failin alacağı ceza yarı oranında artırılır.
Cinsel saldırı suçunu meydana getiren fiilin neticesinde mağdurun bitkisel hayata girmesi ya da ölmesi durumunda da TCK 102/5. fıkrası gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilecektir.
d) Suçun Hukuki Konusu #
Cinsel saldırı suçunun düzenlenmiş olduğu Türk Ceza Kanunumuzun 102. maddesinin gerekçesi incelendiğinde: “Cinsel dokunulmazlık, kişilerin vücudu üzerinde cinsel davranışlarda bulunulması suretiyle ihlâl edilir. Bu bölümde yer alan suçlarla korunan ortak hukukî değer, kişilerin cinsel dokunulmazlığıdır.” ifadeleriyle bu suçun koruduğu hukuki değerin kişilerin cinsel dokunulmazlığı olduğu hususu açıkça ortaya çıkmaktadır. Cinsel dokunulmazlık, kaynağını Anayasamızda bulmaktadır ve Anayasamızın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesine dayanır. Cinsel özgürlük, kişinin üzerinde mutlak tasarruf hakkına sahip olduğu temel bir haktır ve kişinin bu hakkını kullanması, suç olarak düzenlenmemiştir.
Mağdurun rızası, cinsel saldırı suçunu suç olmaktan çıkarmaktadır. O halde cinsel saldırı suçu ile bireyin cinsel özgürlüğünün korunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Cinsel özgürlük, kişilerin cinselliklerini yaşama konusunda hukuk kurallarının çizdiği sınırlar çerçevesinde özgür iradeleriyle tercihte bulunma haklarını ifade etmektedir.
e) Hukuka Aykırılık ve Mağdurun Rızası #
Cinsel saldırı suçu fiilinin gerçekleştiği her olayda cinsel saldırı suçunun meydana geldiğinden bahsetmek abesle iştigaldir. Mağdurun rızası, failin fiilini suç olmaktan çıkarır. Bu durum, iki kişi arasındaki bir flört veya gönül ilişkisinin fiziki görünümünü cinsel saldırı suçundan ayıran unsuru teşkil eder. Dolayısıyla her bir somut olay açısından mağdur ile fail arasındaki kişisel ilişkiler, soruşturma veya kovuşturmaya konu edilen ve cinsel saldırı teşkil ettiği iddia edilen fiilin gerçekleşme şekli, mağdurun rızası gibi haller özel olarak değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
Soruşturma veya kovuşturmaya konu edilen cinsel saldırı suçunu meydana getirdiği iddia edilen olaylarda çoğu zaman mağdurun olay anında rızasının bulunduğunun tespiti ise oldukça zor olabilmektedir. Örneğin bir gece kulübünde tanışan bireylerin, bu tarz mekanlarda sıklıkla tüketildiği bilinen alkol ya da ekstazi hap, MDMA, LCD(asit olarak da bilinen uyuşturucu madde) veya bunlar benzeri uyuşturucu maddelerin etkisinde olmaları mümkün olabilmektedir. Bu gibi durumlarda, tarafların birbirleri arasında gerçekleşen cinsel birleşmelere rıza gösterebilecek durumda olup olmamaları veya rıza verilmişse dahi bu rızanın ispatı oldukça güç olabilmektedir. Dolayısıyla bu gibi hususlar her somut olay açısından, mevcut şartlar dahilinde değerlendirilmek zorundadır.
Ancak rızanın da ancak hukuki sınırlar dahilinde sonuç doğuracağının kabulü gerekir. Örneğin halka açık alanda cinsel davranışların sergilenmesi ya da kölelik vb. toplum genelinde sapkınlık olarak görülen ya da medeni hukuk düzenlerinde yeri olmayan davranışlar, mağdurun rızası olsa dahi cezai sorumluluk doğurabilecek nitelikte davranışlardır.
f) Cinsel Tatmin Kastı #
Failin, 18 yaşından büyük olan mağdurun vücuduna yönelik her türlü teması cinsel saldırı suçunu oluşturmaz. Cinsel saldırı suçunun meydana geldiğinden söz edilebilmesi için failin fiilini yerine getirirken özel olarak cinsel tatmin kastının bulunması gerekir. Dolayısıyla her bir somut olay açısından cinsel saldırı suçunun meydana gelmiş olup olmadığının tespitinde failin kastının belirlenmesi önem arz etmektedir.
Mağdurun vücuduna yönelik olarak gerçekleştirilen her fiil, cinsel tatmin kastı taşımıyor olabilir. Örneğin fail, salt mağdura fiziksel olarak zarar vermek kastıyla mağdurun bedenine temas ediyor olabilir; bu durumda cinsel saldırı suçu değil, kasten yaralama suçu meydana gelmiş olacaktır.